Valeriana officinalis, Türkçe adı ile kediotu, günümüzün en önemli problemlerden biri olan uykusuzluk, stres, anksiyete gibi durumlarda, yatıştırıcı ve sakinleştirici olarak önerilen, çayı veya ekstreleri satılan önemli bir tıbbi bitkidir. Üzerinde preklinik veya klinik birçok çalışma yapılmış olmasına karşın, kullanımı konusunda dikkat edilmesi gerektiği göz önüne alınmalı ve kontrolsüz bir şekilde önerilmesi ve satılmasının önüne geçilmelidir. V. officinalis, tek veya karışım halinde bitki çaylarının içerisinde de kullanılmaktadır. Ancak bu ürünlerin kontrolsüz kullanımının merkezi sinir sistemi depresyonu ve antikolinerjik zehirlenmeye neden olabileceği, uzun süreli kullanımlarda zaman zaman baş ağrısı, huzursuzluk, kalp fonksiyonları ile ilgili rahatsızlıklar ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır.
BOTANİK
ÖZELLİKLERİ
Valeriana officinalis, kokulu yaprakları, sapları, çiçekleri ve kökleri ile çok yıllık otsu bir bitkidir. 30-150 cm’e kadar uzayan basit bir gövdeye sahip bitkinin, derin loblu bazal yaprakları karşılıklı dizilişli, saplı ya da sapsız olup, bir panikulat çiçek durumunda, beyaz ila soluk pembe çiçekleri bulunmaktadır.
Kökleri kedilerin çok sevdiği güçlü bir kokuya sahiptir. Kullanılan kısımları olan, rizom, kök ve stolon gibi toprak altı kısımları, Eylül ayında hasat edilir ve 40◦C’nin altındaki sıcaklıklarda dikkatlice kurutulmalıdır. Genellikle yol ve tarla kenarlarında doğal olarak yetişen bitkiler, Avrupa ve Batı Asya’ya özgüdür. Bitki Avrupa, Asya, Kuzeydoğu Amerika ve Türkiye’de doğal olarak yetişmektedir.
Valeriana cinsi yurdumuzda bu türle birlikte 12 türle temsil edilmektedir. Cins adı, muhtemelen bitkinin sinirlilik ve histerideki tıbbi kullanımlarına atıfta bulunarak “sağlıklı” olması anlamına gelen Latince “valere” kelimesinden türetilen ortaçağ isminden gelir. Türün epiteti ise tıbbi anlamındadır.
TARİHÇESİ
Bazı kaynaklarda bitkinin adını, Claudius Caesar’ın karısı Valeria Messalina’nın doktoru Vettius Valens’ten aldığını aktarmaktadır.
- Yunan hekim Hipokrat tarafından, M.Ö. dördüncü yüzyılda, özellikle sindirim bozuklukları, mide bulantısı ve adet krampları için kullanılmıştır. Bununla birlikte, V. officinalis’in uykuya yardımcı özelliklerini ilk kez M.S. ikinci yüzyılda kaydeden kişi Yunan hekim Galen’dir.
- Ortaçağ Avrupasında V. officinalis, epilepsiyi tedavi etmek için sakinleştirici bir ajan olarak kullanılmıştır. 16. yüzyılın sonlarında ise uykusuzluk, anksiyete ve sinirsel sindirim bozukluğu gibi sinir rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. 1620’de İngiliz sömürgeciler aracılığı ile Kuzey Amerika’ya götürülmüştür
KİMYASAL BİLEŞİMİ
Alkaloitler : Aktinidin, katinin, skyanthin, valerianin (%0.01-0.05), valerin ve a-metil piril keton ( piridin türevleri),
Iridoidler (valepotriatlar) : %0.5-2; valtrat, izovaltrat, didrovaltrat, izovaleroksihidroksi-didrovaltrat
Uçucu yağ : %0.3-0.7 monoterpenler; bornil asetat, kamfen, pinen, borneol, eugenol; seskiterpenler: valerenal, valeranan, b-karyofillen
Uçucu seskiterpen karboksilik asitler : %0.08-0.3; valerinik asit ve türevleri , hidroksivalerenik asit, asetoksivalerenik asit
Diğer bileşenler : Amino asitler ( arjinin, g-aminobütirik asit (GABA), glutamin, tirozin), kafeik ve klorojenik asitler (polifenolik), metil 2-pirolketon, kolin, tanenler, zamk ve reçine
ETKİ MEKANİZMASI
- V. officinalis bileşenlerinin, GABA’nın merkezi katabolizmasından sorumlu enzim sistemini inhibe ettiği, GABA konsantrasyonlarını arttırdığı ve merkezi sinir sistemi aktivitesini azalttığı düşünülmektedir.
- V. officinalis’in, sinaptik aralıktaki artan GABA konsantrasyonlarını, ya salgılanmasını teşvik ederek ya da geri alımını inhibe ederek etkilediğine dair kanıtlar rapor edilmiştir.
TIBBİ ETKİSİ VE KULLANIŞI:
- Valepotriyatlardan dolayı sedatif;
- Uçucu yağ ve iridoitler nedeniyle trankilizan ve orta şiddette hipnotik;
- Valerianik asitten dolayı spazmolitik, kas gevşetici, hipotansif ve karminatif etkiler gösterir.
Çiçekler birçok sinek türü, özellikle Eristalis cinsi sinekler tarafından sıklıkla ziyaret edilmektedir.[1] Kedi otu, bazı Lepidoptera (kelebek ve güve) türlerinin larvaları tarafından besin olarak tüketilmektedir.
Kökünün ham ekstraktı kapsül şeklinde bir gıda takviyesi olarak satılan bitkinin sakinleştirici ve anksiyolitik etkileri olabileceği söyelenmektedir.
Valin adlı amino asit ismini bu bitkiden almıştır.