Kula-Salihli Jeoparkı, Batı Anadolu‐Ege eşiğinde, Manisa ili sınırları içerisinde yer alan jeoparktır. Yaklaşık 300 km² alan kaplayan Kula-Salihli Jeoparkı sahası, ekseriyeti Kula ilçesinde olmakla birlikte kısmen Salihli ilçesi ile Sandal Beldesi, Gökçeören (Menye) Beldesi, Adala Beldesi ve Gökeyüp Beldelerini içine almaktadır.
Jeolojik konum
Batı Anadolu Alp‐Himalaya dağ oluşum kuşağı içinde yer almaktadır. Alp‐Himalaya dağ oluşum kuşağı, Afrika Arabistan ve Hindistan Levhalarının kuzeye doğru hareket etmeleri ve Avrasya Levhası ile çarpışmaları sonucunda meydana gelmiştir. Türkiye’nin neotektonik zaman aralığı Doğu Anadolu’da kabuk kalınlaşması ve kısalmasına neden olan kıtasal çarpışmayla (Avrasya‐Arap Plakaları) karakterize edilmektedir.
Tarihçe
Kula-Salihli Jeoparkı sahası doğal, jeolojik, kültürel ve arkeolojik zenginliğinden dolayı antik dönemlerden günümüze dek pek çok seyyahın ve araştırmacının ilgisini çekmiş ve eserlerine konu olmuştur. Keppel (1830), Hamilton ve Strictland (1841), Texier (1862), Bresh ve Premerstein (1891), Washington (1900), Philippson (1914) bunlardan yalnızca bazılarıdır. Kula ve çevresinde peribacalarından karstik mağaralara, kanyonlardan volkan konilerine pek çok doğal miras bulunur. Üstün nitelikli jeolojik ve jeomorfolojik mirasın yanı sıra Kula, çok iyi korunmuş Osmanlı kent mimarisiyle zengin bir tarihi ve kültürel mirasa sahiptir.
Prehistorik insan ayak izleri ile birlikte tüm volkanik yapı ve şekiller ulusal ve uluslararası düzeyde bilimsel, kültürel, rekreasyonal ve turistik amaçlara hizmet edebilecek değerde doğal ve kültürel unsurlardır.
Kula-Salihli Jeoparkı sahası Paleozoik yaşlı metamorfik kayaçlardan (şist, gnays, serpantinit) prehistorik volkanik püskürmelere dek yer kürenin 200 milyon yıllık geçmişine ışık tutan zengin bir jeolojik çeşitliliğe (geodiversity) sahiptir.
Kula-Salihli Jeoparkı sahasının oluşumunda tektonik faaliyetler geniş yer tutar. Kula-Salihli Jeoparkı’nın içerisinde bulunduğu Ege bölgesi kıtasal çarpışma ve dalma batma süreçlerinin kontrolü altında dünyanın tektonik (depremler, volkanlar) bakımından en aktif sahalarından birisidir.
Kula’da günümüzden kabaca bir milyon yıl önce başlayan volkanik faaliyetler üç ana püskürme döneminin ardından nihayet günümüzden yaklaşık 10 bin yıl önce son patlamalarıyla Türkiye’nin en genç geniş ölçekli volkan topoğrafyalarından birini oluşturmuşlardır.
Kula’nın Jeopark ilan edilme sürecinin 10 yıllık bir geçmişi vardır. Bu süreçte çeşitli araştırmacılarca pek çok değerli eser ortaya koyulmuş olsa da planlama hataları ve tecrübe yetersizliği nedeniyle bu girişimlerin tamamı sonuçsuz kalmıştır. 2011 yılında Kula Belediyesi himayesinde ve Jeopark uzmanı Dr. Erdal Gümüş koordinatörlüğünde hayata geçirilen “Kula Volkanik Jeoparkı Avrupa Jeoparklar Ağı Başvuru Eylem Planı 2012” inisiyatifi
(Kaynak: Wikipedia)