Oltamdaki ağırlığı hissettiğimde, ne yakaladığımı görmek için, sabırsızlıkla, oltamın makinesine yüklendim.
Uzay filmlerinde rastlayabileceğimizi düşündüğüm, ince uzun ve kırbaç şeklinde beş kollu bir yaratık ile karşılaştığımda, ilk etapta tedirginlik yaşadığımı söyleyebilirim. Tedirginliğim, elle temasın sakıncalı olup olmadığı üzerine idi. Öyle ya onu oltadan kurtarmam lazımdı.
Görünüm olarak, kolların çokluğu ile ahtapotu anımsatsa da, deri yönüyle daha çok deniz yıldızı hissini edindirdi bende. Cep telefonumda bulunan Lens adlı uygulama aklıma geldi. Bitki tanıma amacıyla sık sık kullandığım bu uygulama acaba bu tür varlıklar için de kullanılabilirmiydi? Zaman geçirmeden telefonum üzerindeki bu uygulamayı çalıştırıp, yakalamış olduğum yaratığın fotoğrafını çektim. Kısa süre içinde gelen benzer fotoğraflardan yaratığın, hayvanlar aleminin derisi dikenliler şubesine bağlı Ophiuroidea sınıfından (deniz omurgasızlarına verilen ortak ad) olan dilimizde “Yılanyıldızı” olarak anılan zararsız bir yaratık olduğunu öğrenmek içime su serpti.
Bilimsel olarak tam adının Ophioderma longicaudum olduğunu öğrendiğim bu yaratığın yaşam alanının Akdeniz, Atlantik ve Karadeniz olarak bilindiği; kumdaki mikro organizmalar, tortular ve artık yemlerlerden beslendiği, midye ve salyangozlara meydan okuduğu, gündüzleri kayaların altına saklanıp geceleri ortaya çıktığı, kolların uzunluğu en büyük türlerde 60 cm’ye kadar ulaşabildiği, denizlerimizde genel olarak kayaların altında kum altında bulunduğu bilgilerine ulaştım.
Kumu süzerek akvaryuma büyük katkıda bulunduklarından akvaryumlar için yararlı olduğu bilgisini de buraya koyayım.
Yakaladığım yılan yıldızına ne mi oldu? Tabiki tekrar denize bıraktım. “Denizden babam çıksa yerim.” diyenlerden değilim. :